Her dil, bilindiği üzere kendine ait bir ritme, ruha ve farklı elementlere sahiptir. Kendi içinde tanıdığı kültürel öğeleriyle bir bütünlük ve zenginlik sunar. Günümüz dünyasında dil, toplumu ve bireyi var eden en önemli unsurdur.
Yaklaşık 10 yıl öncesinde İngilizce veya farklı bir dili akıcı bir biçimde konuşmak yegane zenginlik göstergesi olarak sayılmakaydı. Ancak günümüzde ise İngilizce bilmek, anadil bilmek kadar doğal ve hatta gereklilik olarak karşılanmaktadır. Öyle ki, ikinci ve hatta üçüncü bir yabancı dil bilme meselesi gündeme gelmiş ve önem kazanmış durumdadır. Diller ise kişinin veya kurumun çalışma ve yaşam alanına göre değişiklik ve önem düzeyinde farklılık göstermektedir. İş ve eğitim hayatında en önemli yere sahip olan yabancı dil, başarı ve yüksek kariyer için mutlak olması gereken unsurların başında geliyor. Bireylerin belli bir düzeyde yabancı dil konusunda kendilerini artık uzmanlaştırması gereken bir dünyada yaşanmaktadır.
Günümüz iş hayatında yabancı dil bilmeyenlerin yükselmesi, terfi alması neredeyse durma noktasına gelmiştir. Günümüz Türkiye iş şartlarında olmazsa olmaz yabancı dil, İngilizce’dir. Ancak yabancı dilden ziyade iş hayatında gereklilik durumunu almış, ikinci bir dil ancak yabancı dil olarak görülmeye başlanmıştır. Sektörde her çalışanın İngilizce bilmesi, ayrıca Almanca, Arapça, Fransızca ve Rusça gibi farklı bir dil bilmesi asıl yabancı dil bildiğinin göstergesi olmuştur. İşe alım ilkelerinde dahi artık İngilizce şart koşulmaktadır.
Kürelselleşen bir dünyada yaşanılıyor ve artık gerek ticaret, gerek iletişim ve gerek de farklı bir mecra da sınırlar artık kalmadı. Özellikle de İnternet ve Turizm sektörünün ön plana gelmesiyle yabancı dil de önem kazandı. Her bireyin bir yabancı dil bilmesi zorunlu olan bir dünyada yabancı dilden mahrum olma durumunun vereceği vahamiyet elbette ki anlatılamaz bir duygudur.
Bugün İngilizce dünyanın adeta ortak lisanı haline gelmiştir. İnternet sitelerinin ve platformlarının dahi %80’i İngilizcedir. Diğer dillerin önem düzeyi ise ülke genelinde genellikle iş sahasına göre değişiklik göstermektedir. Misal vermek gerekirse; İnşaat sektörü için Rusça, Latin Amerika bölgesine yönelik bir iş alanıda ise İspanyolca büyük önem arz etmektedir. Ticaret için Çince, kültür ve sanat niteliği için Japonca, Arapça ve Fransızca önem kazanmıştır. Günümüzden ziyade gelecek nesil bu dillere daha fazla önem verecektir. Türkiye genelinde tükenmeyen en önemli üç dil ise; İngilizce, Arapça ve Almanca olarak görülüyor.
Yabancı dil öğrenim seviyesi düşünüldüğünde ise kişinin ihtiyacına göre değişiklik gösterir. Yabancı dilin kullanım düzeyine göre yabancı dilin de öğrenin düzeyi belirlenmelidir. Bir taksici için belli kalıplarda İngilizce yeterli olurken, bir bankacı veya vaka sorumlusu için daha fazlası gerekmektedir. Bir müşteri temsilcisi için kısıtlı nitelikte dil bilgisi yetiyorken, araştırma görevlisi için çok daha ileri düzey dil bilgisi gerekmektedir. Ancak hangi iş sahası ve özelliği söz konusu olursa olsun, önem arz eden her bir dil, en az A1 seviyesinde bilinmelidir. Günümüzde yabancı dilin en fazla zorunluluk gösterdiği sektör ise uluslar arası iş yapan ve turizm sektörüdür.
Mevlüt TAPAN