Din sosyolojisi, Türkiye’deki bilimsel araştırma geleneği ve düşünce tarihi içinde oldukça yeni sayılabilecek bir bilim dalıdır. İşbu kitap, Din Sosyolojisini ülkemize tanıtan, alanın önde gelen en uzman ve sembolik isimlerden biri olan Prof. Dr. Ünver Günay’a aittir. ‘Dinamik bir bilimsel perspektiften hareketle deneysel sosyolojik bir yaklaşım zihniyeti’ içerisinde hem bilimsel hem de entelektüel çevrelerin perspektif boşluğunu ve eksikliğini gidermeye katkıda bulunmaktadır.
Temelde ‘Din sosyolojisinin konularını spekülatif (kuramsal) ve ansiklopedik bir bilgi yığını şeklinde sunmak yerine, onlara toplumun dinî yaşayış gerçeklerini deneysel ve dinamik bir ilmî yaklaşım perspektifinden hareketle, problematik bir biçimde ele almayı ve okuyucularına bir araştırma ve inceleme esprisini yahut alışkanlığını kazandırmayı’ amaç edinen kitap, din sosyolojisi konularına giriş mahiyetindedir. Ayrıca bu konulara ilgi duyanlar için ısınma ve hazırlanma safhası olmasına rağmen, daha ileri düzeye hitap eden bir muhtevaya sahip olduğu da görülmektedir.
Genel sosyolojinin konusu, temel kavramları, tarihçesi ve alt bölümlerini kısaca tanıtan ‘Giriş’ bölümü ile birlikte toplamda dört (4) bölümden oluşmaktadır. Din sosyolojisine hazırlık ve ısınma bilgileri vermeyi amaçlayan birinci bölümü, din sosyolojisinin konu ve problemlerini sistematik din sosyolojisi arayışı içerisinde sunan ikinci bölüm takip etmektedir. Üçüncü bölüm ise İslamiyet ve Türk toplumu arasındaki ilişki tahlil ederek uygulamalı özel din sosyolojisi çerçevesinde konu bütünlüğü sağlanmaktadır.
Kitap birinci bölümünde, din sosyolojisinin oldukça öz ve sistemli bir gelişim seyrini, genel sosyolojiden din bilimlerine, din felsefesi ve din bilimlerinden genel sosyolojiye doğru etkileşimli ve çift taraflı bir geçiş köprüsü kurarak açıklamaktadır. Batıda yaşanan modernleşme ve sekülerleşme adlı değişim süreçlerinin dünyanın diğer bölgelerinde de yayılacağını ve dinin giderek kaybolacağını öngören ilerlemeci, evrimci, pozitivist, materyalist ve tarihselci bakış açısı yerine anlayıcı sosyolojik ve fenomenolojik bir perspektif önermektedir. Böylece dinin ve dini yaşantının sahihliği ve özgünlüğünü sağlıklı bir perspektifle -indirgemeden kaçınarak- sunmaya çalışmaktadır.
İkinci bölümde ise dini gruplar, dini hareketlerin doğuş sebepleri, sosyal farklılaşma, sosyal tabakaların din anlayışları, sosyal entegrasyonda dinin işlevi, sosyal değişme ve din, farklı toplum tipleri içerisinde dinin konumu, geleneksel, modern ve geçiş toplumlarında din, din ve diğer kurumlar arasındaki ilişki, dinler ve dini grupların birbirileriyle olan ilişki biçimleri, oldukça açıklayıcı bir üslupla ele alınmaktadır.
Üçüncü bölümde de Türkiye özelinde din, laiklik, sekülerleşme kavramlarının uygulamalı din sosyolojisi perspektifinden tartışmasını, İslam ve Türk toplumu ilişkilerinin tarihi ve belgesel bir tahlili bulunmaktadır. İslamiyet ve Türk toplumunun dinî tecrübesi üzerine birer din sosyolojisi incelemesini, dinî modernleşmeci bir perspektifle sunmaya çalışmaktadır.
Kitapta, teorik ve uygulamalı bir şekilde anlatılan din sosyolojisinin nasıl yapıldığını gösteren iki önemli çeviri bulunmaktadır. Jacques Berque’nin ‘Mağrib Müslümanlığının Bazı Sorunları’ ve Ernest Gellner’a ait köylü din ile şehirli dinin İslam toplumlarındaki diyalektik ilişkilerini ele alan meşhur ‘İslamiyet Üzerine Bir Sarkaç Teorisi’ isimli makaleleri kitap açısından bütüncül bir bakış açış sunmaktadır.
Abdullah YARGI