En uzun geceyi atlattık artık günler uzamaya başladı. Bu astronomik olay şu an olduğu gibi çok önceleri kadim zamanlarda da birçok kutlamaya konu olmuştur.
Mısır’da ve Dionysos Şenlikleri ile Antik Yunan’da kutlanan olay eski insanlar tarafından hep aynı şekilde yani gece ile gündüzün savaşı olarak algılanmış ve gündüzün zaferi büyük bir coşku ile kutlanmıştır.
Ön Türkler de gece ile gündüzün savaşına çok değer vermiş ve en uzun gece olan 22 Aralık gününden sonraki ilk dolunay çıktığı günü Nardugan Bayramı olarak kutlamışlardır.
Nardugan köken olarak Moğol dilindeki Nar (Güneş) ve Türkçedeki Tugan (Doğan) kelimelerinden oluşur. Farklı Türk topluluklarında Nardugan Bayramı farklı isimlerle anılmıştır. Örnek olarak Tatarlar Koyaş Tuğa ”Güneş Doğan”, Çuvaşlar ”Nartavan” ya da ”Nartukan” demişlerdir.
Tanrı Ülgen ve Akçam
Eski Türk inanışına göre yeryüzünün tam ortasında bir Akçam Ağacı bulunur ve bu ağaç gökyüzüne ta ki Ülgen’in gökteki sarayına kadar uzanır. Bu ağaca ”Hayat Ağacı” denir. Ön Türkler Akçam Ağacı altında gökteki sarayında uzun sakalı ve kaftanıyla oturan geceyi, gündüzü ve güneşi yöneten tanrı Ülgen’e dua ederler ve Ülgen adına ağacın altına hediye koyarlardı. Ağacın dallarına bantlar bağlayıp dileklerde bulunuluyordu ve bu dileklerin kesinlikle kabul olunacağına inanılıyordu.
Akçam Ağacı hem Orta Asya’ya has oluşu hem de tanrı Ülgen ile bağlantısından dolayı Ön Türklerde çok büyük bir değer taşımaktadır. Ayrıca Türeyiş destanında bahsi geçen ağacın da Akçam Ağacı olduğu muhtemeldir.
Nardugan ve Noel
Sümerolog Dr. Muazzez İlmiye ÇIĞ’ın söylediği ve Tevfik Güngör’ün köşesinde kaleme aldığı yazıda aktardığına göre ünlü sümerolog Noel’in Roma ile savaşmış ve birçok ticari ve kültürel münasebete girmiş olan Hunlardan geçtiğini söyler.
Nomadic ”göçebe” toplumların çok önemli kültür taşıyıcıları olduğunu düşünürsek Muazzez Hoca’nın iddiaları yabana atılır türden değildir. Nardugan ve Noel arasında birçok benzerlik iddiayı desteklemektedir.
Pagan Roma’da da kış aylarında hediye dağıtma adeti vardı onlarda bu zamanı çeşitli şölenler ile kutluyordu.
Bilindiği gibi Noel ilk olarak İmparator Konstantin zamanında İznik’te 324-337 yılları arasında toplanan İlk Ekümenik tarafından ilan edilmiş ve Hz. İsa’nın doğumu olarak 24 Aralık’ta kutlanması kararlaştırılmıştır.
Roma’nın Pagan bayramlarını Hristiyan bayramlarına çevirmekte çok mahir olan kilise Aziz Valentine ”sevgilier günü” gibi bu bayramı da Noel olarak çevirmiştir.
Türklerin Akçam süslemesine karşılık Hristiyanlar Avrupa’da bol bulunan çam ağacı süslemiş ve Ülgen’e dilekte bulunmak için bağlanan bantlar Hristiyanlarca Hz. İsa’ya dilek için bağlanır olmuştur. Ağacın altına Ülgen için konulan hediyeler ise Roma’daki geleneğe uygun olarak birbirlerine hediyeleşmeye dönüşmüştür.
Aslında çam süslemenin çok sonraları 1494’de Sebastian Brant isimli bir Fransızın evinin pencerisindeki çam dallarını süslemesi ile başladığı iddia edilir.
Hamza ERBİR