Hepimiz, birer katiliz aslında. Yürürken ezdiğimiz karıncaların hesabını kim soracak, umursamıyoruz. Yuva yapan örümcekler birer tehdit unsuru gözümüze. Her ayrılıkta kaybettiğimiz insanları kalbimizin derinliklerine gömüp, bir de gözyaşları ile suluyoruz mezar yerlerini. Henüz kabir azabını tatmadık daha. Bundandır öfkeyi anlık yaşıyoruz.
Hepimiz birer katiliz aslında. ‘Kırılan kalp yerine kaynar zamanla‘ diyerek, başımız dik yürüyoruz önümüzde. Pek azımız cemrenin suya düşmesine seviniyor. Geri kalanlar kahvesini yudumlamakta. Lüks hayatlar, model arabalar, pahalı mekânlar ve barlar. Hayatında bir kere bile moda dergisi okumayan insanların hepsi diskoda. Geleneklerimizi en son köy dönüşü tabelanın altına bıraktık. O zamanlar daha ufaktık. Metropoller hep bi’ tuzaktı.
Hepimiz birer katiliz aslında. Şehit haberlerine üzülürken, yaralılara şükrediyoruz. Ne sızılar içine oldukları ilgilendirmiyor pek. Bir de o yetim kalan çocukların, sadece bir dakika acısını paylaşıyoruz. Sevgiliden gelen boş bir mesaj bile bizi mutlu etmeye yeterken, etrafımızdaki onca şeyin varlığından bi haberiz. Duyarsızız.
Maaşımızın yarısını sayıp aldığımız çantalar, müzelerdeki sanat eserlerinden daha değerli. Bizler sanatta Antik yunanın üvey evlatlarıyız. Boğazımıza ekmek diye heykeller, sütunlar vermişler. Biz ekmeği tükürüp para çiğniyoruz dişlerimizle.
Hepimiz birer katiliz aslında. Bilimin, tarihin, arkeolojinin, felsefenin, edebiyatın ve bir çok sanatın katiliyiz. Kırık kalan kalplerin katiliyiz, gerçekleşemeyen hayallerin. En çokta neyin katiliyiz biliyor musunuz? Çocuk gelinlerin, genç yaşta toprağa verilen vatan evlatlarının, bazı sistemlere kurban giden gençlerin, bayramdan bayrama hatırladığımız ailemizin katiliyiz. Vefayı gurura, sevgiyi kine emanet ettik. Kısacası güzel şeyleri hep katlettik.
Ali Seydi Kılıç