UuuuuuAaaaaEeeeee… UuuAaaEee…

Şu sularla çevrili küçük adacıkta öğrendiğim ilk şarkının nakaratıydı bunlar. Aslında birçok arkadaşım gibi de değildim öğrenmek konusunda. Çünkü çok iyi bir dinleyiciydim. Ayrıca çok güzel bir astronot kızıydım. Evet, babam astronottu. Bununla gurur duyuyordum.

Daha üç yaşındaydım, babam bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Gerçi bir sevincini paylaşıyordu. O gün çok önemliydi babam için. Uluslararası uzay istasyonunca uzaya çıkacaktı. Bu ilk defa yapacağı bir şey değildi ama orada bir yaşam kurma hayali ile gidecekti bu sefer. Uzayda yaşam. Şu anda bakıyorum da o yaştaki bir çocuğa söylenmemesi gerekiyormuş.

Düşünsenize 4 yılda dünyanın sizin için ne kadar önemli olduğunu nasıl anlayabilirdiniz ki? Bu büyükler hep aynı. Nerede ne konuşacaklarını hiç bilmiyorlar. Yine de babam için bu çalışmalar gayet umut vericiydi. Uzayda yaşam için ‘’start’’ verdikleri gün de bir şeyler demişti bana. İnsanlar, gerçi çocuklar, 4 yaşından sonra yaşadıklarını unutmuyormuş diye okumuştum bir makalede. Buna da güvenerek o cümleyi sizlere söylüyorum.

Dünyada bakış açımı değiştiren o cümle: ‘’Sen de geliyor musun?’’ 4 yaşındasınız, isminizi söylemekte zorlanıyorsunuz. Baba demeyi daha yeni öğrenmişsiniz. Acıkıyorsunuz su isteyemiyorsunuz. Ama bu cümlede ağlıyorsunuz… Neden mi?..

Ben daha annemin karnında iken babam bana hep bir şarkı okurdu nakaratı da UuuuAaaaEee idi. Doğdum, çocuk oldum hiç değişmedi. Uzaya çıkacağı gün bana yine onu okudu. Bu sefer beraber söyledik. Beraber söyledik dediysem sadece nakaratını, yoksa henüz konuşamıyordum. Sonra, çok sonra, ben parmaklarımla çarpma işlemini yapmayı bıraktıktan sonra, aynanın önünde ergence tavırlar içerisinde davrandıktan sonra, hatta evlendikten sonra ve aradaki tüm günler, aylar, yıllar sonra babamın uzaya çıkmadan önceki yaşına geldim.

Babamı bekledim, uzay çalışmaları çok uzun sürüyormuş o yüzden daha da bekleyebilirmişim. İnanmadım, o uzay ajansına gittim, araştırdım, sordum. Herkes beni birisine yönlendirdi. En son bir personelle yerin dibi denecek kadar aşağıya indik. Sırtı dönük birisi personel odadan çıkınca oturmamı söyledi ve bana ‘’Neydi o şarkının nakaratı?’’ diye sordu, ‘’Anlamadım.’’ dedim. Sonra bana dönerek babanın son sözleri şuydu: ‘’Kızım, uçmak için bir daha:

UuuuuAaaaEeee…’’

Durdum, sustum, hayatım bir film şeridi gibi önümden hızla geçti, o soru geldi aklıma ‘’Sen de geliyor musun?’’

Birden, nerede olduğumu unutarak EVET diye bağırdım, evet. O gün cevabını bilmene rağmen sormuştun ya baba, bugün de duyamayacağını bilsem de söylüyorum bende.

Evet. Hem de yaşam bulma umuduyla geliyorum babacığım, yaşam bulma umuduyla…

Sefa FIRAT