Tarih boyunca insanlar hem gece vakti hem de gündüz vakti gökyüzüne bakmışlar ve gökyüzünü gözlemlemişlerdir. Bu gözlem teleskobun bulunması ile daha nicel anlam kazanmıştır.
Dünya’nın evrenin merkezi olmadığını ve yuvarlak olduğunu belirten Galileo, Kopernik ve daha sonraki birçok uzay gözlemcisi insanların saldırılarına uğramış ve enginizasyon mahkemelerinde cezalandırılmışlardır.
Hem bilginlerin gözlemi hem de araç ve aletin yaygınlaşması ile beraber uzayın hiç öyle ufak bir yer olmadığı ve içerisinde birçok gökcismini barındırdığı tespit edilmiştir. Bu göksisimlerinden bazıları yıldızlar, gezegenler, uydular, kuyruklu yıldızlar, astroitler vb. Daha birçok nesne uzay boşluğunda hareket etmektedir.
Sadece bizim galaksimiz olan Samanyolu Galaksisinde bile 100 milyar yıldız olduğu ve uzayda bizim galaksimiz gibi 100 milyar galaksi olduğu tahmin edilmektedir.
Bizim için en bilindik gök cismi Güneş’tir. Bizi aydınlatan, ısıtan ve Dünya’da hayatın olmasını sağlayan Güneş, Samanyolu Galaksisindeki milyarlarca yıldızdan birisidir.
Yaklaşık 5 milyar yaşında olduğu tahmin edilen Güneş’in bir o kadar daha ömrü olduğu tahmin edilmektedir. Peki Güneş ömrünü tamamladıktan sonra ne olacaktır? İçine çökecek ve bir beyaz cüce haline gelecektir. Eğer Güneş daha büyük boyutta olsaydı ölünce bir karadelik haline gelecekti.
Galaksilerin merkezinde çok büyük karadelikler mevcuttur. Kütlesi Güneş kütlesinden onlarca kat daha fazla olan yıldızların ölmesi sonucu karadelikler oluşmaktadır.
Karadelikler ışığın bile kendisinden kaçamadığı çok yoğun kütle yığınlarıdır. Zaman bile karadeliğin içerisinde durağanlaşmakta ve hiçbir madde hatta ışık bile karadelikten kaçamadığı için tespit edilmeleri güçtür.
Karadeliklerin birer solucan deliği olduğu ve uçlarının akdeliklere açıldığı yönünde hipotezler mevcuttur. Akdeliklerin ise farklı kuralları ve farklı alemleri vardır.
Bizim evrenimizde nasıl ki ışık hızının üstüne geçmek mümkün değilse akdeliklerde de ışık hızının altına inmek mümkün görünmemektedir.
Şimdilik birer hipotez olan akdeliklerin varlığının teknoloji geliştikçe çözülebileceği tahmin ediliyor. Bize düşen ise bilimin ışığında çalışmak ve üretmektir.
Uzayda nasıl ki bizim galaksimiz gibi 100 milyar galaksi var, işte akdeliklerin açıldığı tahmin edilen evrenlerde de böyle yüzlerce milyar galaksinin olduğu tahmin ediliyor.
Umarım birgün bu evrenlere geçiş yolunu bulabiliriz.
Lütfi ŞAHİN