İkinci Dünya Savaşı tüm hızıyla devam ederken büyük bir patlama ile savaşın bittiğinin ilanı verilmiş olur. Evet Amerika tarafından Japonya’ya atılan iki atom bombası savaşın sonunu getirmiştir. Avrupa tarafında zaten savaş bitmişti fakat Asya tarafında bitmemişti ama Amerika savaşın bitişini atom bombası ile tüm dünyaya ilan etmişti. İkinci Dünya Savaşı ardında büyük yıkımlar bırakmış ve milyonlarca insan ölmüştü.

Savaş, Avrupa’yı yerle bir etmiş ve Avrupa ülkeleri ekonomik olarak yıkım içindeydi. İşte bu yıkımı gören Sovyetler Avrupa’da komünizm propagandasına başladı. Ekonomileri çöken ve büyük yıkım altında kalan Avrupa devletleri Sovyetler Birliği’ne doğru bir eğilim gösterdiler. Bunu gören Amerika karşı bir hamleye girişti. Batı Avrupa ve beraberindeki 16 ülkeye 15 milyar dolarlık bir yardım yaptı. Fakat bu yardım yetmedi. Bu para ülkelerin bütçe açıklarını kapatmalarına yetti. Lakin kalkınmalarına yetmedi. Amerika hala devam eden komünizm propagandasının engellenmesi için yeni şeyler düşünmeye başladı.

İşte Marshall Planı bu propagandanın engellenmesi için yapılan bir başka plandı. Çünkü ilk yapılan yardım yeterli olmamış ve başka şeyler de yapılmalıydı. Bu yardım ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya koyduğu ekonomik yardım paketidir. Zaten bu paketten sonra yine SSCB de adımlar atmış ve Soğuk Savaş Dönemi başlamıştır.

Plan ilk olarak 5 Haziran 1947’de ABD Dışişleri Bakanı George Marshall tarafından Harvard Üniversitesinde verdiği bir konferansta ortaya atılmıştır. Bakan, Avrupa devletlerinin ekonomik kalkınmaları için bir araya gelmelerini ve ortak bir plan oluşturulursa Amerika’nın yardımını esirgemeyeceğini deklare etmiştir. Daha sonra Paris’te bir toplantı yapılarak Marshall Planının adımları atılmıştır.

Toplantıya katılan ülkeler olan Danimarka, Avusturya, İzlanda, Belçika, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Hollanda, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, İsveç, İsviçre, Türkiye, İngiltere ve Fransa temsilcileri Amerika’nın isteği doğrultusunda Avrupa Ekonomik İşbirliği Konferansı adı altında bir örgüt kurdular.

Türkiye kendisine yardım olarak 615 milyon dolar verilmesini istedi. Fakat bu yardım teklifi Amerikalılar tarafında reddedildi. Çünkü Amerika bu yardımı ülkelerin kalkınmaları için değil savaştan yıkımla çıkmış ülkelerin kalkınmaları için yapıyordu. ABD’li uzmanlara göre Türkiye’nin dış ticaret dengesi diğer Avrupa ülkelerine göre daha iyi konumdaydı.

Bu plan çerçevesinde Türkiye’nin görevi Avrupa ülkelerine hammadde ihraç etmekti. Türkiye’ye sadece bazı alanlarda kullanılmak üzere 59 milyon dolarlık bir yardım yapıldı. Fakat bu durum iç politikada sorunlara yer açtı.

Amerika’nın Türkiye’yi yardım yapılacak ülkeler arasında görmemesi tepki ile karşılandı. Amerika’ya karşı bir hayal kırıklığı oluştu. Türkiye daha sonra karşı bir hamle yaparak bu yardımdan yararlanmak için doğrudan Amerika’ya başvuru yaptı. Bu sefer Türkiye istediğini aldı ve bu plan içerisine dahil edildi.

Amerika Türkiye’nin askeri gücü ve bölge açısından önemini anladı ve plana kabul etti. Türkiye bu yardımdan yararlanmak için 1948’de Amerika ile Ekonomik İşbirliği Antlaşması imzaladı. O dönemde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Başbakan ise Hasan Saka’dır.

Türkiye o dönemde Amerika’dan hibe olarak toplam 62,376,000 $ almıştır. Kredi olarak ise o dönemde 72,000,000 $ almıştır. Antlaşmaya göre Türkiye bu kredi borcunu 1952 yılı Temmuz ayında ödemeye başlayacaktır. Yalnız o dönem yapılan askeri yardım tartışma konusu olmuştur. Zira Türkiye’ye verilen malzemenin bakım ve yedek parça giderlerinin Türkiye tarafından karşılanması ekonomide sıkıntıya sebep oldu.

Bakım ve yedek parça için bütçeden 145 milyon dolar ayrılması gerekiyordu. Bu da ülkenin döviz stok durumunun erimesine neden oluyordu. Bu yüzden ülke ekonomisi sıkıntı çekiyordu. Hem gönderilen askeri malzemenin İkinci Dünya Savaşı sırasında kullanılmış, az zamanı kalmış ve hasarlı malzemeydi.

Yardımın az bir kısmı modern malzemeydi. Hem yapılan antlaşma gereği gönderilen malzeme ABD’ye aitti ve onların onay vermediği durumlarda kullanılması yasaktı. İşte bu yüzden Marshall Planı ve yapılan yardım ülkemiz için tartışılır nitelikte olmuştur.

Dostlar bu yazı ile Marshall Planı nedir bunun hakkında bilgi vermenin dışında ülkemizin bugünlerine ışık tutan bir gerçeği ortaya koymak istiyorum. Amerika ülke sınırlarımıza kadar sokulan terör örgütüne bedavadan silah yardımı yaparken, herhangi bir uluslararası hukuk kuralını takmazken, II. Dünya Savaşı sonrası sıkıntıda olan birçok ülkeden biri olan Türkiye’ye ise terör örgütüne davrandığı kadar bonkör davranmamıştır.

Müttefiki olduğu ülkeye, kendi onayı olmadan kullanımına engel olduğu bir askeri yardımda bulunan Amerika acaba terör örgütüne verdiği silahlar için böyle bir madde uygulamış mıdır? Zaten Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı zamanından beri uyguladığı politika ve tutumundan, silahların aslında kime kullanılmak için verildiği ortadadır. O yüzden bizler ülke olarak tarihin her bir sahnesini unutmayarak geleceğe bakmalıyız. Çünkü bu ülke büyük bir tarih hazinesinin üstündedir ve her bir yaşanan tarihi gerçeklik geleceğe ayna tutan yansımalardır. Bize düşen bu yansımaları iyi görerek adımlarımızı doğru ve emin atmaktır.

Mesut BULDU