Ertuğrul 1890 filmini pek çoğunuz duymuş ve izlemişsinizdir. Bu film Türk-Japon dostluğunun gelişmesine katkı sunan iki olayı anlatır. Birinci olay Japon heyetinin 1887 yılında İstanbul’u ziyaret etmesinin ardından Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya’yı ziyaret etmesi ve ülkeye gelişte kayalıklara çarpıp batmasıdır. İkinci olay ise İran-Irak Savaşında Tahran Havalimanında yaşanan ve bizlerin Japonları kurtardığımız kurtarma operasyonudur. Ben bugün size bu kurtarma operasyonundan bahsetmek istiyorum. Zira bu kurtarma operasyonu Yüzyılın Kurtarma Operasyonu olarak anılmış ve Türk-Japon dostluğunun oluşmasına katkı vermiştir. İnşallah başka bir yazıda da Ertuğrul Fırkateyn’inden bahsetmek isterim.

Bu bahsettiğim kurtarma operasyonu ise şu şekilde gelişmiştir. O zamanlar Irak Devlet Başkanı olan Saddam Hüseyin yaptığı açıklama ile bir gün sonra İran’a hava saldırısı yapacağını dünyaya duyurur. Duyurusunda Tahran Havalimanında bulunan sivil uçaklarında vurulacağını açıklar.

Bunun üzerine ülkedeki tüm yabancılar ülkeyi terk etmeye başlar. Fakat Japonlar bunu gerçekleştiremez. Bilet bulamayan Japonlar havalimanında mahsur kalırlar. Tüm havayolu şirketleri kendi vatandaşlarına öncelik tanımış ve Japonları almamıştır. Japon firmaları ise kendi vatandaşlarının kurtarılmasında İran ve Irak tarafından garanti gelmediği sürece hareket etmeyeceklerini duyurur.

Burada bulunan Japonlar kaderlerine terk edilirken dönemin Japon Büyükelçisi Yutaka Nomura bizim Büyükelçimiz İsmet Birsel ile görüşür ve ondan Türkiye’nin yardım etmesini ister. Büyükelçimiz durumu Turgut Özal ile paylaşır. Fakat durum kritik olduğu için ilk başta Turgut Özal kabul etmez. Ama araya giren Japon Takaşi Morinaga Turgut Özal’dan ricacı olur. Kendisi Turgut Özal’ın eski bir dostudur.

Turgut Özal durum riskli olsa da bu eski dostunu kıramaz ve yardım çağrısını kabul eder. Eski bir savaş pilotu olan Ali Özdemir bu kurtarma operasyonunun savaş pilotu olarak tayin edilir. Günün ilk ışıklarıyla harekete geçen Ali Özdemir pistin kapalı olduğunu öğrenir ve dönüşe geçerken tekrardan pistin açıldığı bilgisi gelir. Bunun üzerine Tahran Havalimanına iniş yapar. Bombardımana üç saat gibi bir vakit vardır. Fakat bizim için asıl gurur verici olan bir diğer gelişme ise orada bulunan vatandaşlarımızın uçak için öncelikleri olsa da onlar kara yolu ile ülkeye dönmeyi kabul eder ve yerlerini Japonlara verirler.

Vatandaşlarımız kendi canları pahasına onlara yerlerini verir ve milletimizin kim olursa olsun mazluma el uzatan bir millet olduğunu göstermiştir. Orada bulunan Japonlar vatandaşlarımızın bu yaptığı fedakarlığı sevinç ve gözyaşı ile karşılamış ve her zaman minnet duyduklarını belirtmişlerdir. Uçak Türkiye’ye gelince büyük sevinç yaşayan Japonlar daha sonra güvenli şekilde ülkelerine dönüş yapmışlardır.

Bu olay Türk-Japon dostluğunda atılan önemli adımlardan biri olmuştur. Ülkemiz ise geçmişte olduğu gibi ve bugünde dünyanın neresinde hangi ırktan hangi milletten olursa olsun her mazluma el vermiş ve yardım etmeye devam etmektedir. Bizler hamurunda sevgi, hoşgörü, merhamet gibi güzel duyguların olduğu bir milletin fertleriyiz. Mazlumların umudu zalimlerin ise korkulu rüyası olmaya devam ettikçe ülkemiz inşallah daha güzel günler görecektir. Yeter ki şu zor günlerde bizi biz yapan değerlerimizden kopmadan ülkemizi en güzel yerlere çıkarmaya devam edelim.

Mesut BULDU