İlkokul yıllarımızdan beri öğrendiğimiz en önemli tarih bilgilerinden biri ülkemizin daha önce Osmanlı Devleti olarak devam ettiği ve 1. Dünya Savaşı sonrasında yapılan mücadeleler ile Türkiye Cumhuriyeti olarak tarihte yerini aldığıdır. Ülkemiz bu savaş sonrası birçok toprağını kaybetmiş olsa da ecdadımız vatanına sahip çıktı ve hala Türkiye Cumhuriyeti olarak devam etmekteyiz.
Ülkemiz Osmanlı ile saltanat rejiminde iken savaş sonrası saltanatı kaldırarak cumhuriyet rejimine geçmiştir. Peki bu topraklarda Dünya Savaşı sonrası ilk kurulan cumhuriyet idaresi Türkiye Cumhuriyeti midir? O yıllarda başka bir devlet teşebbüsü daha olmamış mıdır? Bu soruların cevabı Kars İslam Cumhuriyeti tecrübesinde saklıdır. Bizler her ne kadar daha sonra anavatana katılan Hatay Devleti’ni bilsek te aslında savaş sonrası bu topraklarda ilk kurulan cumhuriyet rejimi Kars İslam cumhuriyeti olmuştur.
Kurulan bu devlet bazı yeniliklere de imza atmıştır. Örneğin ortaya konan ilk Türk sivil anayasa bu hükümete aittir. Yine kadınlara ilk seçme ve seçilme hakkını bu hükümet vermiştir. Bunlar bildiğiniz üzere ülkemizde kuruluştan sonra ortaya konan ve hala yapılmaya çalışılan durumlar olmuştur. Ama işte Kars İslam Cumhuriyeti bu gibi gelişmelerin öncüsü olmuştur. Fakat kısa süren bu devlet fazla tarih sahnesinde yer almamış ve tarihin unutulan tozlu raflarına kaldırılmıştır. Lakin onun tarihin tozlu raflarına kaldırılması olmadığını ve yaşamadığı gerçeğini doğurmaz. Kısa süren hayatı olsa da bu devlet bu topraklarda kurulan ve cumhuriyet idaresi altında kurulan ilk devlet olmuştur. İsterseniz bu devlet nasıl ortaya çıkmış ve neler yaşanmış biraz da bunlara değinelim.
Bu devletin ilk adı Cenub-i Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi veya Güneybatı Kafkas Geçici Milli Hükümeti olarak tarih sayfalarında yer almıştır. Devletin ilk nüveleri ise şu şekilde teşekkül etmiştir. Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası Elviye-i Selase (Kars, Ardahan, Batum) illeri sınır dışı kalınca 5 Kasım 1918 Kars İslam Şurası kurulur. Kars İslam Şurası, daha sonra 15 Kasım tarihinde Kars Kongresini düzenler. Sekiz kişiden oluşan bir geçici heyet belirlenir. Yine daha sonra 30 Kasım’da ikinci Kars Kongresinin düzenlenmesine karar verilir.
İşte bu zaman diliminden sonra kendisine gerekli yardım ulaşmayan Rusya savaştan çekilme ve Kafkasya’dan geri çekilme kararı alır. Rusya imzaladığı Brest-Litovsk Antlaşması ile Dünya savaşından çekilir. Rusya’nın bu kararından sonra bu bölgede hukuki ve idari boşluk ortaya çıkmıştır. Rusya’nın bu bölgeden çekilmesinden sonra 9. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa ve Kars Mutasarrıfı (Sancak yöneticisi) Hilmi Uran halkı örgütlemeye başlar. Onlara göre bölgesel de olsa bir devlet kurulmalıydı. Yani buralar otoritesiz kalamazdı. Bu otorite boşluğu giderilmeliydi. Çünkü bulundukları bölge de Ruslar gitse de Ermeniler ve Gürcüler hala onlar için büyük bir tehdit konumundaydılar.
Ülke de her yerde zaten savaş vardı ve burada da oluşan boşluk ihmale gelmemeliydi. Pusuda bekleyen Ermeniler ve Gürcülerin bu toprakların sahibi olma emeli devam etmekteydi. İşte bu düşünceler ile hareket eden şura devlet adımını atmaya başladılar. Önce devletin bayrağını belirlediler. Bayrakları kırmızı ve yeşil zemin üzerine konumlanmış ay ve yıldızlı bir bayraktı. Yine para birimi olarak kuruş ve lirayı belirlediler. Resmi dili de Türkçe olarak belirlediler. Yapılan halk oylaması ile seçilen 131 milletvekilinin de olduğu bir parlamento da ortaya koydular. Yaptıkları 18 maddelik anayasa ise ilk sivil anayasa niteliğindeydi. Bu şekilde devletin temeli atılmış ve adı da Kars İslam Cumhuriyeti olmuştur. Ama başta dediğimiz gibi bu devletin ömrü kısa ömürlü olmuş ve devam etmemiştir.
Zira bu devletin sınırları ise başta dediğimiz Elviye-i Selase olan Kars, Ardahan ve Batum olmuştur. Ama devlet teşekkülü kurulsa da savaş hala devam etmekteydi. Gürcüler 7 Aralık günü Batum’a saldırır. Kuvvetlerimizin onları püskürtmesi ile geri çekilmek zorunda kalırlar. Fakat tarihler 13 Nisan 1919 gününü gösterdiğinde daha büyük bir güç olan İngilizler önemli bir kuvvetle Kars’ı işgal eder ve kurulan parlamentoyu dağıtırlar. Askerlerimiz İngiliz kuvvetleri karşısında dayanamaz ve geri çekilmek zorunda kalırlar. İngilizler parlamentoyu dağıttıktan sonra hükümetin on iki üyesi ile birlikte devletin ilk ve son Cumhurbaşkanı olan İbrahim Aydın Bey’i tutuklayarak Malta Adasına sürerler. Bu gelişme ile birlikte Kars İslam Cumhuriyeti tarihi yolcuğunda son bulur. Aslında devletin ilk kuruluş aşaması ülkemizin kuruluş aşamasına bir nebze olsa benzer. İşte halk örgütlenmesi yapılması ve kongreler yapılarak bir parlamento oluşturulması söylemek istediğim benzerliklerdir. Ama bu benzerlikler olsa da bu topraklarda kurulan ilk cumhuriyet olan bu Kars İslam Cumhuriyeti mazide yerini alır.
Lakin Dostlar bir tarihçi olarak bu yaşanan hadiseden öğrendiğim durum ülkemiz asırlar değişse de genetiğinde kodlanan teşkilatçılık geleneğini her daim devam ettirmiştir. Bu yüzden her zaman düşmana karşın halk örgütlenmesi sağlamış ve bağımsızlık fikri ile hareket etmiştir. Belki bu kurulan devlet kısa süreli bir adım ama içinde barındırdığı düşünce düşmana karşı her zaman birlik olmak düşüncesi ve teşkilat oluşturarak bağımsızlık yolunda olma çabasıdır. O yüzden bu ülke insanı her ne devir de olursa olsun her ne şartta olursa olsun hiçbir zaman boyunduruk kabul etmez. Bunu da en iyi anlatan Mehmet Akif’in şu dizeleri ile yazıma son veriyorum.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Mesut BULDU
Ellerine fikirlerine sağlık kardeşim konuyu harika bir anlatımla kaleme almışsın teşekkür ve tebrik ederim.
İsmail BEYAZ
Rica ederim ve ayrıca teşekkür ederim.